Allah'a Şükür Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz , aynı gün içerisinde dört mevsim birarada yaşanabiliyor. Uludağ'da kayak yapılırken Antalya'da denize girilebiliyor.
Peri bacaları, travertenleri, denizleri, ormanları, vadileri, yaylaları, Camilerimiz, Saraylarımız, Kalelerimizle, Ayasofyası, Selimiyesi, Sümelası ile gerek coğrafi gerek tarihi dokusuyla dünya başkenti İstanbuluyla, birçok dünya ulusunun imrendiği bir konumdayız.
Gel görelimki bu coğrafya'nın insanları olarak aynen mevsimleri ve mekanları gibi çeşit çeşit yaratılışa, etnik kökene ve karakterlere sahibiz. Elbetteki bu durum farklılıkları meydana getirecektir ama kimsenin herhangi bir arkadaşı ile sohbet ederken onun etnik kökenini, dinini, dilini umursadığını düşünmüyorum.
Farklılıklarımız nelerdir?
Bir kısmı bizim seçme şansına sahip olabileceğimiz şeyler değildir en belirgini etnik kökendir kimse etnik kökenini seçemez onun haricindeki seçimler ise bizlere aittir
Peki farklılıklara rağmen birarada yaşanamazmı?
Yaşanmasını isteyen kişiler başımızda yönetici olarak bulunsa, yaşanmasını isteyen bir medya olsa ve yayınlarını o yönde yapsa elbette yaşanabilirdi. Lakin yaşanmasını istemeyen Siyasetçiler ve Medya hep yapmayı tercih ettikleri şekilde davranarak farklılıklarımıza değinirler çünkü yönetici sınıfların bulundukları konumu koruyabilmeleri ve parayı alıp götürmeleri için, geri kalan insanları bölmeleri gerekmektedir.
Sloganları BÖL PARÇALA YÖNETTİR. Bizleri Sağcı-Solcu, Liberal-Komunist, Türk-Kürt, Bilgili-Cahil, Zengin-Fakir, Dinci-Dinsiz, Şeriatçı-Laik, Alevi-Sünni, Açık-Kapalı şeklinde parçalarlar.
Peki Neden ?
Nedeni basittir, insanları yönetebilmek için aralarına nifak sokmak bunun için insanları birbirlerine karşı kutuplaştırmaları ve kırdırmaları gereklidir ki, birbirimizle kavga etmemiz ve onların düzeni kurabilmesi için her ne gerekiyorsa kullanılmak zorundadır. Yazılı ve görsel basın, kitaplar, filmler, müzikler, dernekler her ne gerekli ise...
Sonuç :
Ortak noktalarımızdan ve bizi birleştiren şeylerden bahseden politikacılar göremezsiniz. Çünkü bizim birleşmemiz onların dağılması demektir.
Tarihin en acı gerçeği sürekli kendini tekrar etmesi gerçeğidir. Bu çatışmalar ve sonuçlarından nemalanan güç odakları bundan 500 yıl öncede vardı yaşadığımız dönemdede 500 yıl öncede güç manyakları tarafından çıkartılıyordu bugünde,
Maalesef hepimiz yaşadığımız dünyanın değerini yeterince kavrayamıyoruz, günlerimizin sınırlı olduğunu unutuyor ve politikacıların, siparişle yazı yazan yazarların, satın alınmış yada istekler doğrultusunuda inşa edilmiş medyanın, bir kısmı sırf empoze ve doktrinler için yapılandırılmış derneklerin ve tv kanallarının bizi bölmek için varolduğunu göremiyor ve oyunlarına geliyoruz.
